Astrolojinin kökeni, insanlık tarihi kadar eskidir. Modern astrolojinin temelleri ise büyük oranda Mezopotamya'da, özellikle Babil uygarlığında atılmıştır. Bugün kullandığımız pek çok sistem, sembol ve kavram, kökenini binlerce yıl öncesine uzanan bu kadim uygarlığa borçludur.
Babil astrolojisi, gökyüzünü sistematik bir şekilde gözlemleyen ilk astrolojik düzenlerden biridir. Bu uygarlıkta rahip-astronomlar, gezegenlerin hareketlerini izleyerek tanrısal mesajlar çıkarmaya çalışmışlardır. Onlar için gökyüzü, yeryüzündeki olayların aynasıydı.
Bugünkü 12 burç sisteminin temeli, Babil’deki takımyıldız gözlemlerine dayanır. Babilliler gökyüzünü 12 eşit bölgeye ayırarak Zodyak kuşağını tanımlamışlardır. Bu kuşak, Güneş’in yıl boyunca izlediği yolun etrafındaki takım yıldızları içerir.
Günümüzde kullanılan Güneş burçları, esasen Babil’in bu 12 takımyıldız sisteminden evrilmiştir. Her burcun belirli bir zaman aralığını temsil etmesi fikri de bu döneme aittir.
Babil astrolojisinde gezegenler, belirli tanrılarla ilişkilendirilirdi. Örneğin Marduk (Jüpiter), Nergal (Mars), İştar (Venüs) gibi. Bu eşleştirmeler, gezegenlerin taşıdığı sembolik anlamların temelini oluşturmuştur.
Bu astrolojik anlayış, hem bireysel hem toplumsal olayların yorumlanmasında kullanılırdı. Örneğin Ay tutulmaları, kralın sağlığı ya da ülkenin geleceği hakkında kehanet üretmekte kullanılırdı.
Babil’de “omen” adı verilen kehanet dizileri, göksel olaylar ile yeryüzündeki gelişmeleri bağdaştıran sistemlerdi. Bu kehanetler tabletler halinde yazılmış ve binlerce yıl boyunca korunmuştur.
Astrolojinin kader kavramı ile olan bağı da Babil kaynaklıdır. Gökyüzündeki düzenin, yeryüzündeki olaylarla paralel hareket ettiğine olan inanç, bugünkü doğum haritası yorumlarının temelini oluşturur.
Ayrıca Babilliler, Ay'ın evrelerini ve döngülerini inceleyerek ay takvimleri oluşturmuşlardır. Bu veriler, hem tarımsal faaliyetlerde hem de dini ritüellerde kullanılmıştır.
Modern Batı astrolojisinde kullanılan pek çok gezegen anlamı ve ev sistemi, Babil yazıtlarındaki kavramlarla birebir örtüşür. Bu da günümüz astrolojisinin, antik bilgelikten ne denli beslendiğini gösterir.
Babil astrolojisinin etkisi sadece teknik sistemlerle sınırlı değildir. Aynı zamanda semboller, mitolojik yaklaşımlar ve evrensel düzen fikri açısından da büyük katkılar sunmuştur.
Bugün bir doğum haritasına baktığımızda, aslında kadim bir gelenekten gelen binlerce yıllık gözlemin ürünü olan bir yapıyı inceliyoruz. Bu da astrolojiyi sıradan bir kehanet aracı olmaktan çıkarıp, insanlık tarihinin bir hafızası haline getiriyor.